Bir erkek için en güzel ve en zor görev ”kız babası” olmaktır..

Böyle bir gen olmalı. Sadece kız babalarında bulunan “kız babası geni”. Annelik biliriz cennet azığıdır, dünyanın en kutsal duygusu. Ama babalık denilen duygunun nasıl bir şey olduğunu çözemedim ben.Doğurmadığı halde nasıl sevebilir ki bir insan başka bir insanı heleki bu derece, bu kadar kutsal bir aşkla.

Bütün kaprislerini, cadılığını, her zırıltısını, süslü kızının bitmek bilmeyen masraflarını, her derdini üzüntüsünü çeker zevkle..
Daha kızı minicikken belki kucağına aldığı o ilk gün öyle bir korku kaplar ki içini, öyle korkar ki o minicik ellerine, ağzına, fındık burnuna, ayaklarına bakarken..
İçi titrer telaşa kapılır çevresine bakar tehlike altında olduğunu düşünür daha minicikken kızının ileride yaşayacağı tehlikeleri düşünür..

Bencildir kız babaları bir türlü kabul edemezler başka erkeklerin de kızlarını seveceğini..
Kabul edemezler “kimse ben gibi sevemez el üstünde tutamaz kızımı” der, aklı gider bir gün o kızının çok seveceği herifle tanışıcağını düşündükçe.( Ona bakarken içinin titrediği, onun geleceğini düşünürken kaç gece uykusuz kaldığı o güzel kızını ondan daha fazla seven bir adam olamaz, onun kıymetini bilemez ki o herif..)

Ama kızı da bilir bunu, kimse o ilk aşkı gibi olmayacaktır. Kimse babasının yerini alamıyacaktır. O geceleri sarılarak uyuduğu, işe giderken arkasından ağladığı, eve dönüşte kızına en çok istediği oyuncağı alan, o hep güçlü gözünde her zaman kahramanı olan babasının yerini kimse dolduramaz..

Hayatına kim girerse girsin onun ilk aşkı ve en büyük kahramanı her zaman babası olacaktır.

 

Yorum bırakın