Tıp Bugün De İlerledi-2

Lenf Bezesinde Nüks Eden Prostat Kanseri

Prostat kanseri olmuştunuz. Dünya başınıza yıkılmıştı. Doktorun karşısındaki koltukta otururken bir an tüm hayatınız gözünüzün önünden geçti. Belki de o derin çaresizlik duygusu içinde bir andan sonra doktorun söylediklerini duymamaya başladınız. Fakat o ilk andan sonra işler o kadar da kötü gitmedi. Hastalık prostat etrafındaki lenf bezelerine ya da kemiklerinize sıçramamış. Doktorunuzla ortak bir karar alıp ameliyat oldunuz. Prostat beziniz içindeki kanserle beraber başarılı bir ameliyatla alındı. Kurtuldunuz! Hayat yeniden başladı. Kanseri yendiniz. Birkaç ayda bir ufak bir kan örneği vererek PSA değerinizi kontrol ettireceksiniz, hepsi bu. Birkaç yıl sonra belki ona bile gerek kalmayacak.

İşler iyi gidiyor. Hatta bu felaketi atlattıktan sonra hayatınızı yeniden düşürüp bazı kararlar verdiniz. Eskiden yapmadıklarınıza daha çok zaman ayırmaya başladınız. PSA da neredeyse sıfıra yakın seyrediyor. Fakat o rutin kontrollerin artık angarya gelmeye başladığı bir seferde PSA’nın 2 olduğunu gördünüz. Çok yüksek. Ne oldu şimdi? Nerden çıktı?

Biz buna PSA nüksü yani biyokimyasal nüks diyoruz. Herşey baştan başladı. Kabus gibi.. Doktorunuz yaptığı incelemeler sonunda bu durumun prostat bezinin etrafında bulunan lenf bezlerinden kaynaklandığını söylüyor. Bu durum yeni görüntüleme tekniklerinin bize hediye ettiği tamamen bağımsız bir hastalık olarak ele alıp tarif etmek anlaşılmasını kolaylaştıracaktır diye düşünüyorum. Hastalığı tanımlayarak başlayalım.

Radikal prostatektomi yani prostatık çıkarılması sonrası PSA değeri yükselen hastalarda bir ya da iki kanser içeren pelvik lenf bezi saptanmasıdır. Bu durumun birkaç sebebi olabilir. Prostatın etrafında bulunan ve görevleri dokulardan lenf sıvısını toplamak olan lenf bezeleri prostat alınırken her zaman çıkarılmaz. Bu bezelerin hangi durumlarda ya da kaçının çıkarılacağı tartışmalı bir konudur. Prostat kanserinin çok farklı şekillerde seyretmesinden dolayı bu konuda bilimsel araştırmalara dayanan sağlam bir kanıt oluşturulamamıştır. Karar hastanın şartları göz önüne alınarak verilir.  Bazen çok az da olsa lenf bezlerine sıçrayan kanser ameliyat öncesi yapılan görüntülemelerde görülmeyebilir.

Lenf bezesi nüksünün karaciğer ya da kemiklere olan sıçramalardan ayırt edilmesi gerekir. Bu amaçla yeni görüntüleme teknikleri geliştirilmiştir. Çünkü eğer kemiklere ve diğer organlara sıçrama söz konusu ise hastanın ağır kemoterapi ilaçları kullanması gerekebilir. Sadece lenf bezi nüksünde ise tedavide yeni alternatifler tartışılıyor. Eskiden bu hastalara radyoterapi uygulamak standart yaklaşımdı. Şimdilerde ise bu hastaları tekrar ameliyat edip lenf bezelerini almanın işe yarayıp yaramayacağı konuşuluyor. Bilim insanları arasında ve bilimsel ortamlarda çok hararetli tartışmalar sürse de bu konuda hala çok sağlam bir bilimsel kanıta sahip değiliz.

Peki size ne olacak? Mevcut ortamda size farklı tavsiyelerde bulunan doktorlar olabilir. Bazıları ameliyat olmanızın faydalı olacağını düşünürken bazı doktorlar ışın tedavisi almanız gerektiğini söyleyecektir. Hangisinin doğru olduğunu bize zaman gösterecek. Bu gerçeği keşfedene dek diğer bir gerçeğe sarılın. Güven. Size güven telkin eden bir hekimle oturup ortak bir karar almanız en doğrusu.

Yorum bırakın