TÜRKİYE MR GÖRÜNTÜLEMEDE BİRİNCİ, TOMOGRAFİDE İKİNCİ SIRADA!

120 yıl önce X ışınlarını bularak insanlık ve tıpta büyük bir buluş ile çığır açan Wilhelm Conrad Röntgen’in ölüm yıldönümü olan 10 Şubat, Radyoloji konusunda kamuoyu bilincini artırmak için, Avrupa Radyoloji Derneği’nce “Avrupa Radyoloji Günü” olarak kabul ediliyor.

X ışınlarının bulunduğu günden bugüne yaygın olarak kullanılan röntgenin yanı sıra, bilgisayarlı tomografi, ultrasonografi ve manyetik rezonans yöntemlerinin sayesinde, vücudun tüm dokularının çok ince detayına kadar görüntülemesi sağlanabiliyor.
10 Şubat Avrupa Radyoloji Günü nedeniyle açıklama yapan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, radyolojinin hem tıbbın “gören gözü” hem de “şifa sağlayan eli” olduğunu belirtti.

“RADYOLOGLAR SAĞLIK SEKTÖRÜNÜN GİZLİ KAHRAMANLARIDIR”

Kanserden inmeye kadar pek çok hastalık ve sorunun radyolojik tetkiklerle teşhis ve girişimsel radyoloji ile tedavi edilebildiğini aktaran Kaya, “Radyologlar sağlık sektörünün gizli kahramanlarıdır. Radyoloji, teknolojiyi en çok kullanan ve bu nedenle gelişen teknoloji ile büyüyen bir bölümdür. Radyolojide dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok önemli işler başarılmakta ancak ne yazık ki yapılan bu çalışmalar yeterince tanıtılamamaktadır” dedi.

“TÜRKİYE MR UYGULAMASI SIKLIĞINDA BİRİNCİ SIRADA”

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) Avrupa Birliği Sağlık İstatistikleri ve Türkiye raporuna göre Türkiye, manyetik rezonans görüntüleme (MR) uygulaması sıklığında birinci, bilgisayarlı görüntüleme (BT)’de ise Fransa’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.

Bu durumu değerlendiren Kaya, “Bu sonuçta halkın beklentilerinin neden olduğunu düşünüyoruz. Hastalar kendilerine görüntüleme tetkiki yapılmadığı zaman hiçbir şey yapılmadığı hissine kapılıyor. MR’ın zararı da, yan etkisi de yok. MR çektirmeden hastaneden çıkmanın yanlış olduğu hissi var. Vatandaşın tatmin olarak ayrılmasının tek yolu o hizmetin verilmesi. Hekim bununla mücadele edemiyor. Yani gerekmiyorsa bile, hekim istemese de vatandaşın zoruyla bu noktaya geliniyor” dedi.

“TARAMA AMAÇLI TOMOGRAFİ NEDEN RİSKLİ?”

Detaylı muayenenin, gereksiz MR ve gereksiz tedaviyi önleyeceğine vurgu yapan Kaya, ultrason ve MR’ın bilinen bir yan etkisi olmadığını belirterek BT’nin tarama amaçlı kullanılmaması gerektiğine vurgu yaptı.

Tomografinin gerçekten gereklilik durumunda kullanılmasının uygun olacağına işaret eden Kaya, “Röntgen, bilgisayarlı tomografi, anjiografi ve momografi, X ışını kullanılarak yapılan yöntemler. Fakat, bunlar içinde en yüksek doz bilgisayarlı tomografide alınıyor. Tarama amaçlı tomografi yapmak gerçekten bir topluma gereksiz doz vermektedir. Ortalıkta hiçbir şey yokken, bir hastalığın belirtisi yokken ya da daha önce bilinen bir hastalığı takip amacı yokken, gereksiz yere sadece ‘bende bir şey var mı’ diye tarama amaçlı tomografi yapmak yanlış. Diğer yandan gerçekten gereklilik söz konusu ise tomografinin yerine göre MR ve ultrasonografi gibi bilinen radyasyon riski olmayan yöntemlere göre çok başarılı olduğu alanlar var ve bu amaçlarla kullanılmalı. Tıpta radyasyon dozu görecelidir. Eğer gerekli ise tomografi kullanmaktan çekinilmemelidir” ifadelerini kullandı.

Habertürk

Yorum bırakın