Asistan Hekimleri İntihara Sürükleyen Olay: MOBBİNG!

İstanbul’da 30 kasım 2012’de 30 yaşındaki Acil Tıp Asistan Hekimİ Dr. Melike Erdem görev yaptığı Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin 6. katından atlayarak yaşamına son verdi.

 

Adana’da 30 Ekim 2017 tarihinde 26 yaşındaki Pediatri Asistan Hekimi Dr. Ece Ceyda Güdemek görev yaptığı Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nin 6. Katından Atlayarak Yaşamına Son Verdi.

Türkiye’yi derinden sarsan son intihar olayı ile hekimlere uygulanan mobbing yeniden gündeme geldi. Çünkü her iki asistan hekim de intihar notu bırakmıştı ve çalışma şartlarının ağırlığından, yapılan baskılardan ve mobbingten bahsetmişti.

Mobbing kavramı nedir öncelikle ona bir bakalım, İngilizce “mob” kökünden gelmekte olup, “Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kabalık anlamındadır. Sözcük Latince “mobile vulgus”tan türemiştir. İş yaşamında maddî ve manevî çok büyük zarara yol açan duygusal taciz, yakın geçmişte başlı başına bir olgu olarak tanımlanmıştır.Mobbingin (işyerinde psikolojik taciz) kelime anlamı, psikolojik şiddet,baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak  “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır. Üniversitemizde “İşyerinde psikolojik taciz” kavramı uluslararası literatürde yaygın kullanım şekli olan “mobbing” kelimesi ile ifade edilmiştir.

Mobbing; Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak; sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır.  Mobbing uygulayan kişiye “tacizci”, mobbinge maruz kalan kişiye ise “mağdur” denir.

Mobbinge maruz kalan kişiler gördükleri zararın büyüklüğü ve etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelmektedirler. Konu ile ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise, 29-46 aydır. Hangi işyerlerinde ve hangi kişilerin mobbinge uğradığına bakıldığında araştırmalara göre kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, öncelikle sağlık ve eğitim sektöründe yaygın olduğu ve özellikle de üniversitelerde bunun çok daha sıklıkla yaşandığı görülmektedir.

ASİSTAN HEKİMLER: AYDA 400 SAAT ÇALIŞTIRILIYORUZ

“İş yoğunluğu… Biz asistanlar, genellikle bu böyle gelmiş böyle gider diye kabul ederek adımımızı atıyoruz ama en temel sorun iş yoğunluğu. Ayda 400 saate varan sürelerle çalışıyoruz. İş yoğunluğundan kaynaklı olarak eğitimin aksaması diğer bir sorun. Mobbing belki de en önemli sorunlarımızın başında geliyor. Üstelik bu sadece hocadan ya da üstten gelmiyor. Bizim kendi aramızda da bir hiyerarşi var.Bazı bölümlerde Kıdemli asistan gelince, çömez asistan ayakta karşılamak zorunda mesela. Biz de belki de bir süre sonra onlar gibi olmaya başlıyoruz. Bir sürü yasal hakkımız var en temel hakkımızı bile kullanamıyoruz, nöbet sonrası izin hakkı, eğitim hakkı. Bu tarz temel haklarımızı bile kullanamıyoruz. Kendi içimizde bile bu hiyerarşiden kaynaklı olarak birleşemiyoruz. Bir de geçici bir süre olduğu için, geçecek bitecek diye düşünülüyor ama öyle değil. Asistanlık süresi bir insanın yaşamındaki en önemli yaşlara , 20-30’lu yaşlara tekabül ediyor. Ciddi anlamda yıpranıyoruz. Uyumuyoruz, yemek yemiyoruz, bunların yol açtığı bir sürü sağlık sorunu oluyor. Çok fazla genç ölüm görmeye başladık, intihar gözlemliyoruz artık asistanlar arasında… Bu düzeye gelmesin, birlik olalım, birlikte mücadele edelim istiyoruz. Haklarımız var, birlikte mücadele edersek kazanacağımızı biliyoruz.”

 

MOBBİNG, TÜRK CEZA KANUNU’NA GÖRE SUÇTUR

Devlet memurlarının tabi olduğu 657 sayılı kanunun 10. maddesinde ’’Amir, maiyetindeki memurlara hakkaniyet ve eşitlik içinde davranır.” denilmektedir. Aksi bir durumda  657 sayılı DMK’ nin 21. maddesinde ’’Devlet memurları kurumlarıyla ilgili resmî ve şahsî işlerinden dolayı müracaat, amirleri veya kurumları tarafından kendilerine uygulanan idarî eylem ve işlemlerden dolayı şikâyet ve dava açma hakkına sahiptirler.” yer almaktadır.

Görüldüğü üzre mobbing idarî değil adlî bir suçtur. Türk Ceza Kanunu’ nun 105. maddesinde ’’Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur. Bu fiiller; hiyerarşi, hizmet veya eğitim/öğretim ilişkisinden kaynaklanan nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.’’ Aynı kanunun 109. maddesinde ’’Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan kişiye, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir. Kişi; fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kamu görevinin sağladığı nüfûz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi halinde yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza bir kat artırılır.’’ denilir ki mobbing de bu kategoride değerlendirilmektedir. Bu sebeple üzerinde dikkatle durulması gereken önemli bir konu olarak karşımıza çıkmaktadır.

Türk Ceza Kanunu’ nda mobbingle ilgili ağır maddeler bulunmaktadır. İşte bunlardan biri de 122. maddedir: ’’Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.’’ 94. maddede ’’ Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel/ruhsal yönden acı çekmesine, algılama/irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında 3 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.’’ denilmektedir.


Sağlık Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’nu Çukurova Üniversitesi’nde yaşanan son asistan hekim intiharını araştırmaya ve soruşturmaya davet ediyoruz, yaşanan ölümde ihmali ve suçu olanların örnek teşkil edecek cezalandırılmasını istiyoruz.

Bu Asistan hekimlere uygulanan mobbing olayının sadece görünen yüzü ve basına yansıyan kısmıdır!

Yorum bırakın