100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -Bazen Unutmak İyidir

Bazen Unutmak İyidir. Gidebildiğim en eski hatıraya gitmiştim, Liva’yla ilgili. Belki biraz sıkılacağını düşünmüştüm Mina’nın ama aksine, eğlenceli bulmuştu. Altı yaşındaki, birinci sınıf anılarıma inmiştim. Öğretmenimiz Lucy hanım, herkesin yanındakiyle tanışmasını istemeseydi belki bende onu tanımayacaktım. Abartılı oldu sanırım, daha sonra tanıyacaktım desem daha doğru olur. Eski okullar daha eğlenceliydi, yeniden o günleri görünce değerini daha iyi anlıyorum şimdi. Liseye kadar beraber okumuştuk ama babamın … Okumaya devam et 100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -Bazen Unutmak İyidir

100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -Hatıraları Sahnelemek

Hatıraları Sahnelemek. “Üç kez çaldım ama duymadın Kutay! Şu yılışık arkadaşına da söyle, hususi muhabbet etmeye gelince, senin yanına direkt geçsin. Benimle herhangi bir iletişime girmesine lüzum yok diye düşünüyorum.” Kapının çaldığını duymamış olacağım ki, Mina içeriye girdiğinde, üzerinde ekstra bir gerginlik vardı kapıdan dolayı. Barın, yine yapmıştı yapacağını anlaşılan. Kaç yaşına geldi hala şu yaptıklarına akıl sır erdiremiyorum. “Onun adına özür dilerim, Mina. Bu … Okumaya devam et 100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -Hatıraları Sahnelemek

100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -2

“Oo, hoş geldin Barın. Nerelerdesin, hangi rüzgar attı seni buraya?” Gelen eski dostlarımdan Barın’dı. Doksan küsur senedir tanıyorum kendisini. Unutmak ne mümkün? Hele ki onlarca kazık yediğiniz biriyse… “Hoş bulduk, Kutay. Kulübe kaydolmaya gelmiştim. Seninde, buranın kurucusu olduğun aklıma gelince, bir sorayım dedim. Buradaymışsın. Sekreteriniz de hiç yaşını göstermiyor, Kutay.” “Hiç sulanma Barın. Mina hanım, kulübümüzün narin hanımefendilerindendir. Neler yapıyorsun, onlardan konuşalım. En son, ‘yüz … Okumaya devam et 100 Yaşın Üzerinde Yaşayanlar Kulübü -2