Yabancı

Mesafeler uzak değil eskisi gibi..
Bir tık uzaklıkta sevdiklerimiz,
Bir tık uzakta bilgi,
Bir tık uzakta her şey!

Ne attığımız mektuba cevap bekliyoruz haftalarca, ne de gidenin yolunun bitmesini bekliyoruz günlerce..
Bir mesaj kadar yakın bazen en sevdiğimiz, bir günden daha kısa kıtalar arası mesafe..

Sevincimizi, üzüntümüzü anında paylaşıyoruz dünya ile!
Peki biz bize bu kadar yakınken, gerçekte neden bu kadar uzağız birbirimize?

Acil nöbetindeyim..

Hastane telefonu çaldı, arayan 112’idi; arrest(kalbi/solunumu durmuş hasta)  getirdiklerini, on dakika içinde orada olacaklarını söylemesiyle ekip olarak resüsitasyon(canlandırma odası) odasını hazırlama koyulmuştuk..

On dakika içinde 112 acil servisteydi..

Hastamız 95 yaşlarında erkekti ve evde bir anda yığılıp kalmıştı, ekip ile birlikte KPR(KardiyoPulmoner Resüsitasyon) uygulamaya başlamıştık, uzun bir süre uyguladığımız KPR’ye rağmen hastamız dönmemişti ve ölümünü ilan etmiştik..

Ölümü ilan etmekten sonra bunu aileye bildirme işi KPR’yi yöneten doktor olarak bana kalmıştı..

Dışarı çıktım aile yakınlarına bilgi vermek için..
Kapıda sonradan hastanın kızı olduğunu öğrendiğim iki bayan ve bir kaç kişi daha vardı..

-Doktor bey durumu nasıl babamızın?
+Babanızın her hangi bilindik hastalığı var mı?
Diye giriş yapa bildim cümlelerime..
+Hastanın hastaneye kalbi durmuş bir şekilde geldiğini ve kalbini çalıştırmak için uğraştığımızı ama tüm çabalarımıza rağmen kalbi tekrardan çalıştıramadığımızı anlattım size göre üç cümle ile, bana göre uzun kelime boşlukları olan cümlelerle..
-Nasıl olur..
Hiç bir hastalığı yoktu diye çıkıştı kızı..
+Başınız sağ olsun..
Diye toparladım cümlemi..

Bir iki bağırış sonrası, sakinleşmişti ortam..
Hastanın kızını yanıma çağırdım ölüm bildirim formunu doldururken hasta ile ilgili bir kaç bilgi almak için..

+Babanızın bildiğiniz bir hastalığı var mıydı? Ya da devamlı kullandığı ilaç var mıydı?
-Bakıcısını bir çağırıyım, ben pek bilmiyorum
Diye söyledi kızı..

Aynı soruları bakıcıya sordum bu kez..

Amca yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve alzheimer için ilaç kullanıyordu, daha öncede bir kez kalp krizi geçirmişti bakıcının anlattığına göre..

Her akşam sesini duymuşuz ya da duymamışız önemi var mı daha kullandığı ilaçların ne olduğunu bilmediğimiz annemiz, babamız ya da sevdiklerimiz var olduğu sürece?..

Evet bir tık uzakta her şey!
Bir tık uzaklıkta annemiz, babamız, sevdiklerimiz..

Ama unutma..
Ölümde Bir tık uzakta!
Dr.M Murat YAZICI
www.twitter.com/mmurat_yazici

Yorum bırakın