Dikkatsiz Doktorlar! l Dr. Mustafa Arif Aluçlu

Yabancı dillerdeki kelimelerin telaffuzu
çocukluğumdan beri dikkatimi çekmiştir.



Türkiye’nin birçok alanda olduğu gibi sporda da yeterli
başarılı olamadığı günlerde Dünya kupası maçlarını izlerken
spikerin Mısır kalecisine Şöber dediğini hatırlıyorum.
Bütün oyuncularının isimleri Hasan vb. tanıdık iken
kalecisinin ismi çok farklı telaffuz edilmişti.
Daha sonra bir gazetede Zübeyir olarak yazıldığını
görünce TRT spikerinin kelimelerin okunuşuna neden
dikkat etmediği aklımda bir nokta olarak kaldı.



Tıp Fakültesini kazandığımda durumun
vahim olduğunu fark ettim.
Bütün kelimeler neredeyse yanlış yazılıp okunuyordu.



Örneğin bir profesörün yazdığı Kadın Doğum kitabında
kitap boyunca “sezeryan” yazılmıştı.
Oysa Jül Sezar’ın doğum şekli olan
“sezaryen” kelimesini kullanmak gerekirdi.

Bir kelime içinde “a” ve “o” harfleri varsa
genelde yanlış yazılıp okunuyordu.
Örneğin metronidazol yerine metranidazol,
patoloji yerine pataloji gibi.



Bir de Latince veya diğer dillerde yazılan bir kelimenin
hemen ilk harften sonra gelen harfi okumuyorduk.
Örneğin tiroid yerine troid yazılması gibi.

Peki doktorlar neden bu kadar dikkatsiz sizce?
Üniversite sınavlarında yüksek bir puanla
Tıp Fakültelerine giren ve Türkçe’de de başarılı olan doktorlar
neden telaffuz ederken bu kadar umarsız?

Bence önemsemedikleri için.
Bir profesörün kafasının üstündeki gözlüğünü
fark etmeyip gözlüğünü araması gibi
doktorlarımız da o an kafalarında
hastanın tedavisini düşündüklerinden
kelimeler arada kaybolmaktadır.



Ancak dünyada da prestiji sürekli artan Türk tıbbının
artık ayrıntılara da dikkat etmesinin vaktinin geldiğini düşünüyorum.


Unutmayın mükemmellik ayrıntılarda gizlidir.

Uzm. Dr. Mustafa Arif ALUÇLU

Yorum bırakın