Kız çocuklar için babaları

Öncelikle hayran olunandır, anneyle çekişildiği gibi babayla hiç çekişilmez, bazen birlikte anlayamazlar anneyi ve onun garip hallerini!
Öyle bir boyuttadır ki bu durum, baba-kız anneye karşı sır bile tutabilir, kız babası kızını büyütürken sevgisini hissettirebilmişse, o kız ileride ayakları yere basan, özgüveni gelişmiş bir kadın olur, baba çok örnek bir modelse, kızıyla evlenen erkek yandı!
Çünkü evlenilen erkek hep babayla kıyaslanacaktır. Zavallı koca da sürekli ne ile karşılaştırıldığını, ölçünün ne olduğunu bilmeden geçirecektir bu gizli sınavı. Mesela kızları evlenme çağına geldiğinde hiçbir delikanlı layık olamaz biricik evlatlarına. Bütün babaların kızları çok kıymetlidir, oysa yana yakıla istedikleri erkek evlatta bu duruma hiç rastlanmaz. Oğulları evlenirken içlerini bir garip sıkıntı kaplamaz.
Kızdıkları da olur babaların kızlarına, ama bunu asla yüzlerine söylemezler. Bir tek bu durumda anneyi sokarlar devreye (kızacakları zaman.) Anne kızını alır karşısına; “bak baban çok kızdı, çok söylendi” der. O konuşmanın üstüne baba-kız ilk karşılaştıklarında baba kızına hiçbir şey olmamış gibi tebessüm eder ve olan anneye olur. Olaylar, kızın “babamı sen dolduruyorsun” nidaları ile sonuçlanır…

Babalar çok kıymetlidir. Bazen bir liman, bazen de bir kaledir. Değerleri hep bilinir. Ancak kızlar babalarına ne kadar yaslanmış olduklarını pek anlayamazlar. Sadece onları kaybettiklerinde anlarlar. Sırtlarını bir dağa yaslamış olduklarının o zaman farkına varırlar. Kız çocuğunun anılarında öyle bir yaşar ki baba, o gittikten sonra bile, yaslanmış olduğu dağla birlikte yürür kızı.

Çok kıymetlisiniz babalar, çok seviliyorsunuz. Yaşayan, yaşamayan tüm babalara…

Yorum bırakın