Erkeklerde ilk aşklarını unutamama sendromu..

Bu aralar sürekli eski sevgilisini unutamayan erkeklerin twitleri denk geliyor.. Gülümsememek elde değil.. Yahu, sen daha duygularınla başedemiyorsun, aile kurduğunda, çocuklarınla nasıl başedeceksin?! Tabi tabi, hormonlar ve delikanlılık diye sebep göstereceksin! Ne diyor o hormonların sana, söyle de, biz de bilelim!

Türk Erkeği –istisnalar hariç- kesinlikle şımartılarak büyütülüyor. Bu yüzden de kendilerinin pek kıymetli olduğunu zannediyorlar, hangi kız onları terkedebilir ki! Vazgeçil(e)mezdirler onlar!

Ama unutulmamalıdır ki, duygularında ölçüsüz olan insanlar tehlikelidirler! Bunlar, her türlü kötülüğü yapmaya müsaittirler! Severken, kızarlar. Kızarken, nefret etmeye başlarlar. Nefret birikir, acımasızlığa dönüşür, her çeşit kötülük yapabilirler! Severken, delirirler. Delirirken, öldürürler!

Aşırı sevgi, aşırı duygusallık ”AŞK“ değildir, HASTALIKTIR!

Çok özel, asla vazgeçil(e)mez bir insan yoktur! Her insanda sevilebilecek bazı fiziki özellikler, beğenilebilecek bazı sosyal davranışlar mevcut. Samimice sevmeyi bilene, aşka kapıyı açabilene, yeni bir aşka müsaade edene, bunları farkedebilmek çok kolaydır!

Farketmek isteyince farkedilir, farkedince hoşa gidebilir, hoşa giden sevilir, sevilince, alışılır! Alışınca hayat-tarzı olur! Vazgeçilmez zannedilir! Özlenilir!

İnsanlardaki fiziksel özelliklerin ve sosyal davranışların her biri sosyal ve psikolojik alışkanlık yapar/yapabilir! Bunlar (seven) kişiye göre değişir! Birisi kaşını sever, digeri gözünü! Birisi gülümsemeni beğenir, digeri sohbetini! Çok çok özel bir insan yoktur!

Senin özel zannettiğin, senin özel hissettiğin, senin özel görmek istediğin insan vardır!

Anlamları sen yüklersin, yüklemek istersin! Birisi çok iyi yemek yapabilir, diğeri çok iyi dikiş dikebilir! Sen bu meziyetleri önemsersen, önemli hissedersen, senin için kıymetlenir!

„Sen ne diyooon, o benim ilk aşkımdı! Asla vazgeç(e)mem! En özel, en güzel günleri ben onunla yaşadım, asla başka birisinde yaşamam, yaşayamam, yaşatmam“mı diyorsun?!

Hadi ya!? Ne de büyük konuşuyorsun! Sanki bi tek sen ”ilk aşkı” yaşadın!? Sanki bi tek senin duyguların has? Diğerleri yalancıktan duygu yaşıyor, ha?! Herkes aptal, bi tek sen zekisin! Hee ya!

Eğer bunalımlarla yaşamaya devam etmek istiyorsan, edebilirsin! Seni alıkoyan yok! Hayatın gerçeklerini kabullen(e)meyenler, uzun yıllar acı çekmeye, sevgisiz yaşamaya mahkumdurlar!

Evet böyleyim, noooolcak yaniiiii, bu benim hayatımın ilk, tek ve vazgeçilmez aşkı, ben bu depresyondan çıkmak istemiyoooom, dersen, devam et oğlum! Devam et! Boğul orada! Hatta delir! Sen yeni aşklara layık değilsin çünkü! Yeni tanıştığın kızı mutlu edemezsin sen! O depresyonda kal lütfen! Orada boğul! Bunalım geçir aylarca, yıllarca! Sakın çıkıp da, başka bir kızı mutsuz etme! Yaklaşık olarak 60 senelik ömründe, tek bir tane aptalca aşka takıl, hayatını zindan et! Mutlu olma sakın! O depresyon çukurunda çürüt kendini! O ilk ve tek aşkın zannettiğin kadın da, başka bir erkekle mutlu olsun! (Bak şimdi nasıl da delirdin, değil mi! Ben sana arızalısın dememiş miydim!) :))

Unutmak istiyooooom, ama unutamıyooooooom, sen çok kolay konuşuyon, dangalak mısın nesin, diye zırlıyorsan: Eh be oğlum, Allah senin cezanı vermiş. Çünkü sen o kızı tanrıça yapmışsın! Sen o kıza tapmışsın! Nefsinin ve duygularının esiri olmuşsun! Nefsinin tuzağına düşmüşsün!

Bir kişi “ilk aşkın” oldu diye ,  tüm hayatını zehir etmeye, sevdiklerini üzmeye, hayatı es geçmeye değer mi? :p

 

Yorum bırakın