Dr. Google kendisinin sizin en yakın dostunuz olduğuna inanmanızı istiyor. Gece ve gündüz sizin için orda ve bekleme salonları veya ofis çalışma saatleri gerekmiyor. Sorulara hemen cevap veriyor. Test yok, laboratuvar gecikmesi yok. Klavyede bir iki tık sonrası tanı koyuyor ve hemen dakikalar içinde, olmadı saniyeler içinde cevap veriyor. Dr Google size bilmek istediğinizi anlatıyor ve hasta doyum anketinde yüksek bir skor yapıyor.
Gerçek şu ki, Dr. Google çoğu zaman faydadan çok zarara yol açıyor. İnternetteki tıbbi bilgi çoğunlukla güvenilmez oluyor ve gereksiz bir anksiyete artışına neden olabiliyor. Daha kötüsü insanları, düzgünce görülmüş ve muayene edilmiş olsalar bile, doktorlarının yargısını sorgulamasına neden oluyor. Muayene sonunda “ama internette okumuştum” sözü doktorda göğüs ağrısına neden oluyor. Bir insanın kendi sağlığı için “etkin” olması teşekkür edilecek bir şeyken, bu kelimeler çoğunlukla hastanın, dikkatlice neden durumun böyle olduğunu açıklanmasına rağmen, medikal bir endikasyon yokken bazı testleri ve tedavileri isteyeceği anlamına gelmektedir. Bu hergün en az bir kere başa gelir.
İnternette bulunan bilgiler:

1.Güncel değil,

2.Hatalı bilgiler içeriyor

3.Yazanlar doktor veya hemşire değil

4.Medikal kaynaklar (referanslar) belli değildir

Gerçeklerle yüzleşelim. Dr Google gerçek bir insan olsa, malpraktis nedeniyle dava edilirdi. Çoğunlukla yanlış tanı koyuyor. Gereksiz testler istiyor. Düzgün bir değerlendirme yapmadan anksiyete artışına neden oluyor. Hep beraber Hipokratın belirlediği en temel tıbbi gerçeği çiğniyor: Önce zarar verme…

http://www.kevinmd.com’dan çeviren Dr.Erol yayla

Kaynak: MediMagazin