“Canım, yarın bir doktora gidelim, ben galiba kanserim.” Ocağın yansın Doktor Google!

“Canım, yarın bir doktora gidelim, ben galiba kanserim.” Bilgisayar başından kalkan gittikçe daha çok sayıda insan bu ve benzeri cümleler kurmaya başladı. Hem bizi hem sevdiklerimizi üzen gizli bir salgın internet aracığıyla hızla yayılıyor: Siberkondri ya da e-hastalık hastalığı…

Hürriyet Pazar ’dan Savaş Özbey’in haberine göre erken teşhis için kendimizi sürekli gözlem altında tutmak tabii ki yararlı. Başımıza gelebilecek hastalıklar hakkında bilgilenmek de… Ama internet öyle bir hal aldı ki en ufak bir şikayetin nedenini aradığımızda bile kanserden ülsere, iç kanamadan bunamaya yakalanmadık hastalık bırakmadan başından kalkamıyoruz. Okuduklarımız, gördüklerimiz karşısında yaşadığımız evhamla, bir doktora görünene kadar dünyayı kendimize de sevdiklerimize de dar ediyoruz.

Yalnız değiliz. Evet, belki ciddi bir rahatsızlığımız yok ama bir modern çağ hastalığı sahibiyiz: Siberkondri… Yani hastalık hastalığının internette pişip, çifte kavrulmuş hali!
Ağzınızdaki pamukçuk, dil ülseri… Ses kısıklığı gırtlak kanseri… Kolunuz kaşınsa lösemi, eliniz terlese şeker hastasısınız.
Burnunuzun ucunda çıkan sivilcenin, çok çekirdek yemekle alakası olamaz: Cilt kanseri!

Yemeği fazla kaçırdınız, şişkinlik yaptı: Allah’ın sevdiği kuluysanız apandistiniz patlıyor, aranız biraz açıksa kolon kanserisiniz.

Sakın “Bir bakıp çıkacağım” demeyin. Öyle bir yakalanıyorsunuz ki geri dönüşü yok. Araştırmadan duramıyor, bir kere panik sardı mı bilgisayarın başından kalkamıyorsunuz. Zaten yarım saat daha kalırsanız, geçirmekte olduğunuz kalp krizinin yanında, beyninizde büyümekte olan 5-10 santimlik tümörün de farkına varıyorsunuz.
Aynı anda meme kanseri, hemoroid, insülin direnci, mitral kapakçık bozukluğu sahibi olmanız bile mümkün.

Stresli bir dönemdesiniz, başınız ağrıyor… Başağrısı fena! Beyin tümoründen kuduza kadar yolu var. Zaten ne ararsanız arayın, ya kanser ya da hamilesiniz. Erkek olmanız da fark etmez. Belirtiler “hamilesiniz” diyorsa böyle küçük ayrıntılara takılmayın. Vakit kaybetmeden babasız büyüyecek yavrunuzu kime emanet edeceğinizi düşünün. Çünkü ikinci sayfaya geçtiğinizde artık mutfağa girip kendi helvanızı kavurmaya başlayacaksınız. Modern tıbbın bütün imkânlarına rağmen, yaşasanız yaşasanız üç aylık ömrünüz var.
Gecenin bir yarısında hem sizi hem sevdiklerinizi bunalımdan bunalıma sokacak bunca kehanet… Madem öyle en başta yapmamız gereken ama hep en sona koydukları o cümleyle bitirelim:
“Lütfen doktorunuza danışınız.”

BELİRTİDEN TANI KOYMAK MÜMKÜN OLSAYDI…
Psikiyatri Uzmanı Dr. Orhan Karaca, “Kimi hastalar kendilerini muayene eden hekimlere bile fikir vermeye çalışıyor, yapılan önerilere ve çıkarılan tedavi planına “ama Google’a baktığımda farklı şeyler okumuştum” şeklinde itiraz edebiliyor. Belirtiden tanı koymak yeterli olsaydı, tıp eğitimi uzmanlıkla birlikte 11-12 sene olmazdı. Aşırı internet kullanımı ve hastalık kaygısı hem kişiye hem de çevresindekilere bedel ödetebiliyor” diyor. (Yazı: Savaş ÖZBEY/ HÜRRİYET PAZAR)

Radikal

Yorum bırakın