İnternet Bağımlıları Daha Çok Sigara ve Enerji İçeceği Tüketiyor!

İNTERNET BAĞIMLILIĞI OLAN GENÇLER
SİGARA VE ENERJİ İÇECEĞİNİ DAHA FAZLA TÜKETİYOR

Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman “ Bilgisayar ve internet kullanımı tek başına bağımlılık sebebi değil, önemli olan çocuk ve gençlerin bu teknolojileri uygun bir biçimde kullanabilmesi”

Çocukların ve gençlerin ruh sağlığı önceliklerine vurgu yapan; çocuklar, gençler, aileler ile eğitimcilerin eğitim alanında yaşadıkları ruhsal ve davranış sorunları konu edinen Okul Ruh Sağlığı Sempozyumu bu yıl beşinci kez Psikolojik Rehabilitasyon ve Eğitim Programları Derneği (PREP) ve Bahçeşehir Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi, Çocuk Gelişimi Bölümü ortaklığıyla 25-26 Mart tarihlerinde Bahçeşehir Üniversitesi Beşiktaş Kampüsü’nde gerçekleştirilecek. Sempozyumda konuşmacı olarak yer alacak T.C. Sağlık Bakanlığı Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman denetiminde gerçekleştirilen Ergenlerde İnternet Bağımlılığı araştırmasına göre 12-17 yaş arası internet bağımlılarının sigara ve enerji içeceğini daha fazla kullandığı, daha sık uyku bozukluğu yaşadığı, sosyal becerilerinin daha zayıf olduğu ve duygusal sorunlar yaşadıkları görülüyor. Arman’a göre internet bağımlısı çocuklara teknoloji ve interneti kullanma alışkanlığının kazandırılması, sanal dünya dışında sosyalleşebilecekleri etkinliklere yönlendirilmeleri büyük önem taşıyor.

Enerji İçeceğine Düşkünlük Artıyor

İnternetin aşırı kullanılması, internet kullanım isteğinin önüne geçilememesi, internete bağlı olmadan geçirilen zamanın önemini yitirmesi olarak tanımlanan internet bağımlılığı günümüzde özellikle çocuk ve ergenlerde görülen patolojik bir sorun halini aldı. T.C. Sağlık Bakanlığı Marmara Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman denetiminde Uzman Dr. Veysi Ülgen ve Uzman Dr. Ayşe Burcu Ayaz ile birlikte 12-17 yaş öğrencilerinde yapılan internet bağımlılığı araştırması ise bu konuda önemli bulguları ortaya koyuyor.

İnternet bağımlısı 45 olgu ve 30 kontrol grubuyla yapılan araştırma sonuçlarına bakıldığında; internet bağımlılığı özellikleri gösteren olguların kontrol grubuna kıyasla sigara ve enerji içeceğini daha fazla kullandığı,  daha sık uyku bozukluğu yaşadığı, sosyal becerilerinin daha zayıf olduğu, daha fazla olumsuz yaşam olayı deneyimlediği, benlik algılarının daha düşük olduğu, duygusal ve davranışsal sorunlarının daha yoğun olduğu görülüyor. Sosyalleşme becerisinin zayıf olması, erken yaşta internet kullanımına başlanması, enerji içeceği kullanma, psikiyatrik tanı alma ve evde internet bağlantısının varlığı ise internet bağımlılığı için risk etmenleri olarak öne çıkıyor.

Başa Çıkmak Mümkün

Bilgisayar ve internet kullanımının başlı başına bağımlılık nedeni olmadığı belirten Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman, sağlıklı çocukların bu teknolojileri doğru kullanabilmesinin gerekli olduğunun altını çiziyor. Çocuklarda internet bağımlılığını ele alınırken, ekran maruziyetini kontrol etmenin yanında; sosyal ilişki becerilerini desteklemenin de büyük önem taşıdığına dikkat çeken Rodopman Arman, araştırma ile çocuk ve gençlerin günlük aktivitelerinin düzenlenmesi ve ruh sağlığına verilecek önemin bir kez daha gözler önüne serildiğini ifade ediyor.

Arman, “Öğrencilere günlük veya haftalık zaman aralıkları dahilinde belirli süreler içerisinde internet kullanma alışkanlığı kazandırılmalı. Çocukların sosyalleşebilmesini sağlayacak sosyal etkinlikler (sanat, spor, el becerileri vb.) düzenlenmeli onların hayatını zenginleştirerek daha çok arkadaş, daha çok sosyal çevre ve daha çok gerçek insanla ilişki sunulmalıdır. Yaşadığı olumsuz olaylar karşısında ise sosyal desteği arttırılmalıdır” dedi.

Aileler için kılavuz bilgiler de paylaşan Arman, “İnternet kullanımı tam zıt saatlere kaydırılabilir. İnternet yerine çocukların yapmak istediklerini not edebileceği kişisel defter kullanımı teşvik edilebilir. Hatırlatıcı kartlardan yardım alınabilir. Destekleyici yöntemler yetersiz kaldığında ise psikiyatrik destek gerekli olabilmektedir, bu durumda uzman eşliğinde bir destek grubuna ya da bireysel veya aile terapisine baş vurulabilir” dedi.

Prof. Dr. Ayşe Rodopman Arman

Yorum bırakın