Tıp Biter, TUS Derdi Bitmez!

6 yıllık tıp eğitimini tamamlayıp diplomasını alan çiçeği burnunda tıp fakültesi mezunlarının şu ana kadarki en büyük derdi TUS adı verilen Tıpta Uzmanlık Sınavı’ndan yüksek bir puan alarak hedeflerindeki uzmanlık alanında uzmanlaşmak idi. Fakat yeni yasa tasarısı eğer yürürlüğe girerse uzmanlık eğitimine hemen başlayabilme açısından büyük bir sorun bu doktor adaylarını bekliyor. Şu ana kadar tıp fakültesi öğrencileri özellikle son sınıftan başlayarak her yıl eylül ve nisan aylarında uygulanan Tıpta Uzmanlık Sınavı’na hazırlanmakta ve eğitimi ve kariyeri ile ilgili planlarını buna göre yapmaktaydı.

Bunun için TUS kurslarına katılmakta, bu sınav için çeşitli kitaplar satın alarak yoğun bir çalışma temposu ile tüm enerjisini ve dikkatini bu sınav üzerinde yoğunlaştırmaktaydı. Sınavın zorluğu da göz önüne alınacak olursa arzu edilen hedefin yoğun tempolu bir çalışma ile elde dileceği apaçık görülmektedir. Elbette bu yoğun tempodaki çalışma için tıp fakültesi öğrencileri zamanlarını, enerjilerini, motivasyonlarını bunun üzerinde yoğunlaştırmaktadır ve öyle de yapmak zorundadır. Lakin belirsiz olan herhangi bir durum, kişinin motivasyonunu kolaylıkla bozabilir. Son birkaç ay içerisinde ortaya atılan bir yasa tasarısında tıp fakültesi mezunlarının mezun olduktan sonra TUS’a girmeleri dahilinde tercih yapıp bu tercih sonucu bir yere yerleştirilmiş olsalar dahi kişinin 2 yıllık zorunlu hizmeti tamamlamadan uzmanlık eğitimine başlayamayacağı belirtiliyor. Bu yasa tasarısının uygulamaya alınması takdirde ortaya çıkabilecek olumlu yönlerin yanı sıra işin olumsuz yanları da bulunuyor.

Bahsi geçen yasa tasarısının uygulamaya alınması durumunda elde edilecek olumlu yanlardan birisi, uzmanlık eğitimine başlayan yeni mezun olmuş doktorların bu uygulama sayesinde en az 2 yıllık bir pratisyen hekimlik deneyimi olacak ve bu mesleki deneyimi elbette uzmanlık eğitimine olumlu yönde yansıyacaktır. doktorlarsitesi.net Ancak bahsedilen yasa tasarısının uygulamaya alınması durumunda ortaya çıkabilecek olumsuz yönlerden biri ise bu sınava bu kadar emek sarf eden doktorların sınavda istedikleri puanı elde edip istedikleri yeri kazanmalarına rağmen halen 2 yıl daha bekleyecek olmaları… Tıp fakültesi eğitiminin ne denli zor olduğu ve bu eğitimin 6 yıl sürmesi bakımından uzun olması da göz önüne alınacak olursa, en az 4 yıl uzmanlık eğitimi de hesaba katıldığında hiç sınıf tekrarı yapmamış olan, 2 yıl zorunlu hizmetini tamamlamış olan, uzmanlık sınavını ilk girişte kazanan, uzmanlık eğitimini hiç uzatmadan 4 yılda tamamlayan bir doktorun uzman bir doktor olması için liseyi bitirmesinden sonra en az 12 yıl çabalamış olması gerekmektedir. Diğer bölümler ile karşılaştıracak olursak, örneğin bir mühendislik bölümünün 4 yılda tamamlanması söz konusu iken niçin uzman bir doktor olmak için 3 mühendislik bölümü süresi kadar bir süre gerekmeli?

Bu eğitimin 12 yılda verilebiliyor olmasının sebebi acaba verilen eğitimin kalitesiz ve yetersiz olduğu düşünüldüğü için mi? O halde niçin eğitim adına hiçbir düzenleme yapılmazken sınav sistemi ile bu kadar çok uğraşılmaktadır? Ayrıca bu 2 yıl boyunca üniversite ve eğitim-araştırma hastanelerindeki kontenjanlar boş mu kalkcaktır? Boş kalmayacaksa burayı dolduracak olan, daha önceden zorunlu hizmetini tamamlamış hekimler, normalden daha düşük puanlarla mı bu kontenjanlara yerleşecektir? Sağlığın kalitesinin bu şekilde artacağını düşünmek, yarısına kadar dolu olan bir havuzu bir yerden doldururken bir yerden boşaltmaya benzemez mi? Şu anda 5. ve 6. sınıfta olan tıp fakültesi öğrencilerinin akıllarının karıştığı, yaklaşan sınav öncesi motivasyonlarının bozulduğu hesaba katılmadan sağlık ve sağlık eğitiminin kalitesinden bahsetmek samimi bir yaklaşım mıdır? Yakın zamanda getirilen YDS engelinden sonra niçin farklı engeller ile hekimler TUS’tan mümkün olduğunca uzak tutulmaya çalışılmaktadır?

Yorum bırakın