Stajyer Doktordan Tıp Öğrencilerine Tavsiyeler

DSN Cerrahpaşa Tıp Fakültesi temsilcisi Stj. Dr. Pelin ÖZTÜRK, yeni yazısında özellikle tıp fakültesine yeni başlayanlara önemli tavsiyelerde bulunuyor,

  • Her “ilk gün” başlayan yeni bir şey kadar arkada bırakılanı da anlatır. O gün bir şeyin ilk günü olmuşsa muhakkak ki dün de bir başka şeyin sonuydu. Hep böyledir ya, biri biter diğeri başlar. Birçok öğrenci için yarın ilk gün, birçok çalışan için uzun bir tatilden sonra yarın yine “ilk gün”… Öyle ya da böyle yarın birileri için bir yerlerde “ilk gün” ise yine yarın o birileri için bir şeylerin başlangıcı. İçinde heyecan barındıran, merak dolu, arkasında nelere gebe olduğunu bilmediğin yepyeni bir gün o “ilk gün” !
  • Yarın ilk-ortaöğretim, liselerin yanı sıra birçok fakülte de başlıyor eğitime. Tıp fakültelerine başlayacaklar için ayrı bir heyecan oluyor belki de ilk günler, malum beyaz önlük töreni ! Ailelerin gözlerinde gurur ve heyecan, öğrencilerde karmakarışık duygular. Ne zaman oldu, ne ne oldu bilemeden üzerinde bulduğu o hayalindeki önlük ! Her gün o ilk günkü heyecanla giy hekim arkadaşım o beyaz önlüğünü, o önlüğüne kalem lekesinden başka leke gelmesin, kimsenin sözlü hakaretine, şiddetine maruz kalmasın üzerindeki o tertemiz önlük…Hep birilerin dinmiş ağrısının, acısının sebebi olsun o önlük. Dilerim o beyaz önlüğü giydiğin ilk gününü mutlulukla anımsarsın hep…
  • En azından 6 sene var önünde hekim adayı arkadaşım. Kıymetini bilirsen, en güzel yılların olur bu yılların. Dördüncü sınıf bir arkadaşın olarak söylüyorum ki bu yıllarını sadece ders çalışarak geçirme, etrafından kopuk yaşama ! Sen hekim olacaksın, sen mesleğini insan içinde hem de insanın en içinde, canı üzerinde yapacaksın. Uzak tutma bu yüzden kendini insandan. Yapmak istediğin ne varsa yap bu yıllarda. Tıp zor, vaktim yok deme yarın bir gün. Etrafındaki hekimlere bak bir şöylece. Benim hocalarım, asistan abilerim dahil göreceksin sende hep bir uğraşları daha var. Çok merak etmiştim nedendir bu diye ? Hekim ama müzisyen, hekim ama dalgıç, hekim ama sporcu, hekim ama ressam, hekim ama tercüman… Sordum çokça bu soruyu. Anladım ki dört sene sonunda bu insanlar sevdiği işi yapmanın tadını almışlar bir kere. Malum hekimlik sevmeden yapılacak iş değil sonuçta. Hal böyle olunca bir diğer sevdiği işi neden yapmayayım demiş öğrenme meraklısı hekim ? Vakit dar evet biliyorum. doktorlarsitesi.net Ama bir hekim her zaman zamanını çok iyi planlamalı, o bulduğu nadir boş vakitlerine de hep birşeyler sıkıştırarak geliştirmeli kendini.
  • Öncelikle önerim dilini geliştir arkadaşım. İyi bir İngilizcen olsun cebinde, varsa ikinci bir dili ekle ilk yılların henüz rahatken. Belki Almanca, Rusça, İspanyolca. Hangisine ilgin varsa. Bu dediğimi tıpta ilerleyen yıllarında anlayacaksın. Üniversite sınavı yüzünden eksik bıraktığın birçok şey vardı senin de. Basketbol oynuyordun belki bıraktın, belki piyanoda tam istediğin parçayı çalabilecek düzeye gelmiştin ama ah o sınav ! Gezeceğin ülkeler var belki aklında. Vakit yarat bunlara arkadaşım. Bu yıllarda bulamazsan vakit mesleğinde inan daha zor bulacaksın o vakti. Nasıl mı olacak bunlar ? Hepsi bir kerede olmayacak elbette. Gün gelecek arka arkaya 1-2 ay her gün kütüphaneye gitmişim diyeceksin ama düzenli çalıştığın o sınavdan istediğin notu alınca önüne çıkan ilk tatilde istediğin şeyi yapmaya vakit bulacaksın. Erteleme arkadaşım, bak şimdi 18-19 yaşlarındasın. İstersen yapabilirsin, sende biliyorsun bunu !

stj-dr-pelin-ozturk-dsn-doktorlarsitesi

  • Bir başka önerimse “Bilmiyorum.” demekten korkma. Orada öğrenmek için varsın, sormak, sorgulamak için. Bugün bilmiyorum diyeceksin ki yarın meslek başında belki daha büyük çekinceyle bilmiyorum demeyesin. O sıralarda bilmiyorum demekten korkma. Kimse yadırgamaz inan.
  • Artık lisede değilsin arkadaşım. Fakültede eğitim sen istediğin sürece boyut değiştirir. Sen öğrenmek istedikçe sunulan bilgi derya deniz olur sana. Notlarını, çalışmalarını kimse takip etmez belkide ama sen sordukça araştırdıkça yönlendirenin, bilgilendirenin çok olur. Sen fakültede talebesin, bilgiyi talep edensin unutma !
  • Belki lisede çok hırslıydın. Belki en iyisi sendin. Ama şimdi herkes aynı arkadaşım. Hırs yok, rekabet yok. Olmamalı bana göre. Yanında oturan arkadaşın yarın annenin hastalığında başvuracağın ilk adres. Birinin sevdiğinin, evladının yüzünü güldürecek hekim o belki de. Bilgini paylaşmaktan korkma . Senin bugün paylaştığın bilgi yarın bir başka birine umut olur, o hekim arkadaşın sayesinde. Tıpta hekimliğini rekabete konu yapma, yaptırma arkadaşım.
  • Sınavları geçmek için çalışma sadece. Unutma bugün öğrendiğin her şey mesleğinin inşasına bir tuğla daha koyuyor. İşini iyi öğrenmeye bak sen. Sınavlar zaten geçilir öğrendikçe. Bunların hepsi kendi yaşadıklarım mı ? Tabi ki hayır. Kimisi deneyimlediklerim, kimisi ailemdeki tıpçılardan duyduklarım birçoğu hocalarımdan gözlemlediklerim, işittiklerim. ” Kızım kulağına küpe olsun “dedikleri cinsten 🙂
  • Kişisine göre değişir mi bu fikirler. Değişmez mi ? Bunlar benim naçizane önerilerim sadece. Kişisine göre değişmeyecek bir şey söyle dersen, derim ki sana yüzündeki o gülümseme ! Yüzündeki gülümsemeyi, insana duyduğun saygıyı ne kişisine, ne hekimlik yaptığın yere, ne hekimlikteki kıdemine göre asla değiştirme. Ne makam, ne maddiyat, ne kıdem ! Sen hep ilk kez beyaz önlüğünü giydiğin sen ol her zaman. Hep öylesine bilgiye aç, hep öylesine gözleri gülen ve her zaman insana saygı duyan !
cerrahpasa-tip-fakultesi
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof.Dr. Hasan Yazıcı’nın 1994’deki mezuniyet konuşmasından alıntıdır

Stj. Dr. Pelin ÖZTÜRK – DoktorlarSitesi.NET Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Temsilcisi

Yorum bırakın