İstanbul Tıp Fakültesi 21. Yüzyılın Tıp Fakültesi Olmaya Hazırlanıyor

Türkiye’nin ilk Tıp Fakültesi olan İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi 184. Dönem Mezunları’nı uğurladı. Gençlerin mesleğe ilk adımlarını attıkları bugünde törene katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’nin ilk Tıp Fakültesi olan bu çatıdan mezun olmanın, buradaki öğrencilerin ömür boyu iftiharla göğüslerinde taşıyacakları bir ayrıcalık olacağını dile getirerek, “Yeni dönemde İstanbul Tıp Fakültesi’nin Hasdal Yerleşkesinde 1100 dönüm bir arazi üzerinde eğitim, araştırma ve hizmet faaliyetlerini sürdüreceği” yönünde bilgi verdi.

Bilindiği gibi 1933’den beri Çapa yerleşkesinde bulunan İstanbul Tıp Fakültesi, 100 dönüm arazi üzerinde yer alan dağınık yapılanması ve bünyesindeki Diş Hekimliği Fakültesi, Onkoloji Enstitüsü ve DETAE Aziz Sancar Araştırma Merkezi ile varlığını sürdürmektedir. Ancak zaman içinde gelişen teknoloji, modern yapılaşma ve eğitim reformları, öte yandan rekabetçi ortam, bu kampüs üzerinde söz konusu hizmetlerin sürdürülmesinde yetersiz kalmış, kampüs yapılarının yenilenme ihtiyacı doğmuştur. Yerleşkenin 100 dönüm gibi kısıtlı bir alanda olması, hastanenin belli ölçüde yenilenmesine olanak tanısa da öğrencilerin eğitim, araştırma ve sosyal alanlardaki talepleri; akademik kadro ve çalışanların ihtiyaçları ve hasta ile hasta yakınlarına bu arazi ölçüsünde sunulamayan dinlenme, konaklama vb. hizmetler daha geniş bir yerleşkeye geçme gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu bağlamda Hasdal’da Sayın Cumhurbaşkanı tarafından İstanbul Tıp Fakültesi’ne tahsis edilen 1100 dönüm gibi şu andaki alanın tam 11 katı olan arazi tüm bu hizmetlerin yanı sıra Konferans salonları, Kuluçka Merkezi gibi yenilikçi çalışmaların yapılabileceği bir “Sağlık Teknokenti”yapılanmasına olanak tanıyacaktır. Sağlık bilimlerinde uzman mimarlarla yapılacak projelendirme ile oluşturulacak ve 4 yılda tamamlanması beklenen İstanbul Tıp Fakültesi Hasdal Kampüsü’nde; öğrenci yurtları, spor tesisleri, kafeterya ve restoranlar, hasta ve hasta yakınlarına hizmet edecek otel ve dinlenme alanları, yurt içi ve yurt dışından gelecek araştırmacılara hizmet verecek kongre merkezi, toplantı salonları, modern imkanlarla donatılmış araştırma tesisleri ve diğer olanaklar fakültemizi öğrenci, araştırmacı ve hastalar nezdinde her alanda bir cazibe merkezine dönüştürecektir.

Öte yandan Çapa’daki tarihi kampüsümüzde ise yapılandırılacak poliklinikler, günübirlik tedavi üniteleri ve acil tıp birimleri gibi hizmet alanları ile fakültemizin geçmişi yaşatılmaya devam ederken, “Bir de Çapa’ya gidelim” sözü ile özdeşleşmiş ve bugün dahi yılda 1.200.000 hastayı ağırlayan yerleşkemiz, Hulusi Behçet’lerin, Muzaffer Aksoy’ların ve Aziz Sancar’ların mirasını temsil etmeye ve ismi ile özdeşleşmiş olduğu Çapa yerleşkesinde hastalarına hizmet vermeye devam edecek; tüm akademik kadrosu, öğretim üyeleri, asistanları ve Türkiye’nin en parlak öğrencileri ile 190 yıllık ekolünü gelecek nesillere aktarmayı sürdürecektir. .

Bu yapılanma modeli ile, 1827 Mekteb-i Tıbbiyeyi Şahaneden, 2017 İstanbul Tıp Fakültesine uzanan tarihi süreçte sunduğu eğitim, araştırma ve sağlık hizmeti ile her zaman öncü olan İstanbul Tıp Fakültesi, mezuniyet önce ve sonrası ile çağdaş nitelikte öğrenci merkezli eğitim modeli ile eğitim vermeyi, hastalarımıza umut olmayı, ülkemizin 2023 hedefleri içerisinde yer alan, özgün ilaç moleküllerinin ve tanı yöntemlerinin geliştirilmesi dahil, sağlık bilimlerinde üst düzeyde bilim üretilen, bölgemizde lider, dünyanın büyük merkezleri ile rekabet edebilir özellikte bir başvuru merkezi olarak, 21. Yüzyılın Tıp Fakültesi olarak varlığını sürdürmeyi hedeflemektedir.

Yorum bırakın