Aile Hekimliği, Sağlık Raporu Hekimliğine Dönüştürüldü!

Bizler Aile Hekimleri olarak işimizi düzgün yapmaya çalışırken, vatandaşlarımıza hakları olan nitelikli sağlık hizmeti sunmayı onlara karşı bir lütuf olarak değil, sorumluluğumuz ve asli görevimiz olarak kabul ettik.Annelerin gebeliklerini güvenli geçirmesi, sağlıklı bebekler doğurması, bulaşıcı ve bulaşıcı olmayan hastalıklardan onları korumak, hastalıklarını takip etmek, sosyal yönden iyiliklerini sağlamak ve tüm bunların yanında, onların evlatlarının da anne babalarının sağlıklarından emin olmaları için çabalıyoruz. Görüyoruz ve biliyoruz ki işimiz gerçekten zor ve iş yükümüz gerçekten çok fazla. Ancak insan odaklı çalışan hekimler olarak sağlıklı bir toplumun inşası yolunda, tüm bu çabalarımızı sağlıklı bir topluma ulaşarak taçlandırmak en önemli hedefimizdir.

Türkiye modeli birinci basamak sağlık hizmet sunumu diğer Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında yapısal özellikler ve uygulama özellikleri bakımından yeterli düzeye ulaşamamıştır. 

Türkiye’de birinci basamak aile hekimliği uygulamasının temel sorunlarının en başında; Sayıca yetersiz sağlık çalışanı ve insan gücü, Aile hekimi başına düşen kayıtlı kişi sayısının halen çok fazla olması , disiplinler arası ve ekip çalışmasını destekleyecek uygulamaların olmaması ve İller arası farklı uygulamalar ve mevzuat birlikteliğinin sağlanamamış olması, Sivil Toplum Kuruluşları başta olmak üzere paydaşlarca dile getirilen birinci basamak politikalarının geliştirilmesine yönelik önermelerin ve çözüm önerilerinin dikkate alınmaması gelmektedir.

Aile Hekimliğinde verilen sağlık hizmetleri kapsamında iş yükünün azaltılmasına ve iş çeşitliğinin azaltılmasına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu kapsamda son zamanlar da ‘’ Raporlar ‘’ iş yükünü gereksiz artıran en önemli unsurdur.
Ülkemizde, çok çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından yine çok çeşitli nedenlerle, kişilerden “sağlık raporu” adı altında belge istenmektedir. Bu raporlar, çoğu zaman kişinin ‘’sağlıklı’’ olduğunu belirten bir istem olmaktadır. Oysa sağlığın evrensel tanımı göz önüne alındığında bir kişinin tam bir sağlıklılık halinin tespiti bu noktada çok zordur. Çok çeşitli testler yanında sosyal durumlarıyla ilgili tespitlerinde ortaya konulması gerekmektedir.
Aile Hekimliği Sağlık Raporu Hekimliğine Dönmüştür

Sağlık raporu konusu özellikle işini doğru yapmak isteyen Aile Hekimleri açısından günümüzde çok karmakarışık ve içinden çıkılmaz bir hal almıştır. Günlük pratiğimizde bu çok çeşitli rapor talepleri nedeniyle iş yükümüzün artması yanında, hukuki olarak meslektaşlarımızı zorlayan durumlarda artık yavaş yavaş gündeme gelmeye başlamıştır.
Aslında, bu karışıklığın en büyük nedeni sağlık raporu tanımının bu raporları isteyen kesimlerce tam olarak anlaşılamamasından ve bakanlığımızın da bu konuda herhangi bir açıklama yapmamasından kaynaklanmaktadır.

Sağlık raporunun tanımını, kişilerin akıl ve beden sağlıklarının ve sosyal durumunun belirli bir amacın gerçekleştirilmesine uygun olup olmadığının, belirli ölçütler / kriterler doğrultusunda ve bu konuda yetkilendirilmiş hekimler tarafından yapılan muayene sonucunda belgelendirilmesi olarak yapabiliriz. Bu tanımı dikkatlice okuduğumuzda birçok sorun aslında kolaylıkla çözülebilmektedir. Yani, bir kişiden sağlık raporu istenilmişse,

1- İstenilen sağlık raporu ne için ve hangi amaç için istenmiştir? ( Amacı nedir? )
2- İstenilen sağlık raporu düzenlenirken hangi kriterleri bakılacaktır? ( Hukuki yapı içerisinde istenilen kriterlerin ilgili kurumlar tarafından açıkça belirlenmiş olması gerekmektedir.)
3- Düzenlenecek sağlık raporunu hangi hekimlerin, hatta hangi kurumların verebileceği açıkça belirtilmiş mi?

Sadece, sağlık raporu tanımından bu üç maddeyi dikkate alarak, istenilen sağlık raporunun usule uygun olup olmadığını anlayabiliriz.

Rapor çeşitliği sonlandırılmalı ve kriterleri belirlenmelidir

Vatandaşlarımızın sağlık raporu almak amacıyla, kişiler ve kurumlar tarafından sağlık muayenesine yönlendirilmesinin önüne geçmek için, Sağlık Bakanlığımızın bilgisi ve müdahalesi dâhilinde bu raporlar ile alakalı standartlar bir an önce belirlenmeli ve bu standartlar ilgili tüm kurum, kuruluş ve tüzel kişiliklere duyuru yapılmalıdır. Son yıllarda karşımıza çıkan Servis sürücü olur raporları, ehliyet raporları, işe giriş raporları, askere alma raporları, sporcu lisans raporları, yivsiz av tüfeği raporları, Evlilik raporları, akli meleke raporları ve son olarak yönetmeliğinde yer almamasına rağmen taşeron işçilerin müracaatları için istenen raporlar ile birlikte yüze yakın diğer rapor istemleri, milyonlarca kişinin Aile hekimliği birimlerine müracaatlarını beraberinde getirmiş. Aile Hekimliği artık adeta rapor hekimliğine evrilmiştir.
Bu raporların birçoğunun kriterleri belli değildir. Kriterlerin belirlenmesi için bu alanında saha çalışanları, ilgili kurumlar ve uzman akademisyenlerin katkıları ile algoritmalar oluşturulmalıdır.  Gerek hekimler gerekse kişiler için tereddütte neden olmayacak, ülke genelinde denetime açık standart bir uygulamayı sağlayacak, güncel tıp ilminin gerektirdiği objektif kıstasları içeren hukuki düzenlemelerin yapılarak, hem kişilerin mağdur olmalarının hem de farklı uygulamalar sebebiyle tıbbi malpraktis hadiselerinin yaşanmasının önüne geçilmelidir.

 

Dr.Akif Emre Eker

AHEF BAŞKANI

Yorum bırakın