Profesörden Köşe Yazısı “ATEŞİ VE İHANETİ GÖRDÜK”

Yıllardır bu ülkenin başarılı çocukları Tıp seçsinler diye uğraştım..
Tıbbiyellerin moralleri bozulmasın mesleklerine daha sıkı sarılsınlar diye onbinlerce kilometre yaptım.. Onlarca fakültede onlarla bir araya geldim..

Çok büyük sorunlarımız vardı zaten. 
Hekimi hastasıyla karşı karşıya getiren ucube bir sağlık sistemi..
Her yıl artan öğrenci sayıları nedeniyle değil hastayı muayene edebilmek, kalabalıktan odasına bile girmeyen doktor  adayları..
Hergün yenileri açılan alt yapısı olmayan Tıp Fakülteleri..

Biz bunları tartışırken kendimizi virüse karşı bir savaşın içinde bulduk bir anda..
Cephede savaşan çıraklarım yapayalnız kaldılar, yorgun, çaresiz, evlerinden uzakta.. 

.
En yetkili kişiler hakkınız ödenmez dediler … ve sözlerini tuttular ödemediler..
Bir çok meslektaşımız düştü bu savaşta.. 
İnsanlar hiç umursamadılar.. cami açılışlarına, düğünlere, beach party lere devam ettiler..

Ben de çıraklarıma umut vermeye devam ettim.. 
”Dibe vurduk çocuklar.. bundan daha kötüsü olamaz buradan sıçrıycaz merak etmeyin”  dedim.. 

Ama nasıl bir ülkede yaşadığımı unutmuşum..

Yine akla hayale gelmeyecek bir şey yaptılar..  Hekimleri meslekten soğutacak.. işlerini yapmalarına engel olacak bir kanun teklifini MHP li milletvekili, Halk Sağlığı Profesörü Sefer Aycan eliyle Meclis Baskanligina sundular..

Salgında bir Halk Sağlığı hocasından beklenen davranış   ”Ben önce hekimim” diye siyasi görevlerini bir tarafa bırakıp diğer halk sağlıkçıların safında yer almasıdır. 
Bilgisi, birikimi buna yetmiyorsa gölge etmemesidir.. 
Ama akla gelecek son şey bir Halk Sağlıkçısının salgının ortasında, fırsat bu fırsat diye  ”Tıbbi Hizmetlerin Kötü Uygulanmasından Doğan Sorumluluk” kanun teklifini Meclise sunmasıdır..

Neden bu kadar kızdığımızı anlamak isteyenler lütfen 20 sayfalık bu teklife göz atsınlar..
.
İnanın bana bu  kanunu kime uygularanız uygulayın.. hakimler, gazeteciler, milletvekilleri, cumhurbaşkanları… hiçbirisi sürdüremez yaptığı işi..

Ama herşeye rağmen ben bir an şüphe etmedim:

Güzel günler göreceğiz çıraklar
Motorları maviliklere süreceğiz
Çocuklar inanın inanın çocuklar
Güzel günler göreceğiz
Güneşli günler..

***
Prof. Dr. Erbuğ Keskin

Yorum bırakın