HEKİMLİK: DUYGULARIN MESLEĞİ

Delikanlı aceleyle evine dönerken mahallenin sevecen, bir o kadarda matrak postacısı (o dönemlerde Internet gibi hızlı iletişim araçları olmadığından postacılar aileden biri gibiydi) eline bir zarf uzatır ve Ankara’dan selam getirdim diyerek de takılmayı ihmal etmez. Zarfı alan delikanlı ilginçtir, hiç heyecanlanmadan ve acele etmeden eve kadar zarfı açmadan cebinde taşır. Zarfı açtığında tıp fakültesini kazandığını öğrenir. Hayatı boyunca binlerce kez ve yoğunlukta yaşayacağı ilk heyecanı ve duyguyu o an yaşamıştı ve de şaşırmıştı, doktor olacaktı. Bu habere ailesi ve yakın çevresi çok sevinmişti , açıkçası kendi de doktor olma fikrinin kulağa hoş geldiğini hissetti ve içini memnuniyet duygularıyla karışık gurur kapladı. Okumaya devam et “HEKİMLİK: DUYGULARIN MESLEĞİ”