Bir Tıp Öğrencisinin Duygularıyla “17 Nisan”

17 Nisan 2012… Bir hiç uğruna,  aşık bir eşin, hayırlı bir evladın, başarılı bir doktorun canice öldürülüşünün tarihi… Olayın vahşi canisi ise sözde dedesini çok sevdiği için ölümüne dayanamayan ama gerçekte dedesinin emekli maaşının ölümü ile kesilmesi sonucu sinirlenip hıncını dedesini bundan aylar önce ameliyat etmiş olan doktorundan çıkaran bir yaratık… Okumaya devam et “Bir Tıp Öğrencisinin Duygularıyla “17 Nisan””

Tıpçının Bir Günü

Geçtiğimiz cuma günü fakültemizin 2.sınıfları için yoğun bir gündü. Sabah 8:45’te başlayan derslerimiz bir memurun çalışma saati edasıyla 17:00’a kadar sürdü. Çocuk İstismarı, Klinik Biyokimya, Klinik Mikrobiyoloji ve İmmünoloji, Endokrin Sistem derken bir amfi son dersi zor ettik. Kafa yorgunluğu denen şey bazen vücut yorgunluğundan daha yıpratıcı olabiliyor. Birçoğumuz eve dinlenmeye, birkaçımız dışarıya kafa dağıtmaya giderken, bazılarımız da okulumuzun sadece tıp fakültesi öğrencilerinin girebildiği kütüphanesine gidip vizelere 1 ay kaldığı için çalışmaya devam etmeyi seçti. Okumaya devam et “Tıpçının Bir Günü”