İNTÖRNLÜK VE ASİSTANLIK

Ne öğrencidir ne de tam doktor…  Ayakçıdır o ayakçı…

İntörnlük üniversite hastanesinin “Ben seni 5 sene eğittim doktor yaptım sen de 1 yıl bana hizmet edeceksin” deme şeklidir.
Tıpkı sağlık bakanlığının doktorlara dayattığı “Ben seni doktor ettim sen de 3-4 yıl bende çalışmazsan sana diplomanı vermem” deme şekli olan mecburi hizmeti gibi. ( artık diplomayı veriyorlar ama, yine de mecburiyi yapmadan bir b*ka yaramıyor)
İşte işin en komik yanı intörnleri bu şekilde tıpla alakası olmayan işlerde çalıştıranlar(ki kendileri bizzat o kişileri eğitmiş kişilerdir) her gün doktorların itibarsızlaştırılmasından, tıbbi uygulama şikayet hatları ve davaları ile taciz edilmesinden dert yanan; sevk sistemi çalışmadığından sağlık hizmetlerinin çöktüğünü söyleyip yönetenlerden şikayet edenlerle aynı kişilerdir.
Mecburi hizmetin insan haklarına aykırı olduğunu savunup intörn’ü 52 hafta bedava iş gücü olarak kullanmaktadır.

Bir de işin hoca kısmından daha vahim asistan kısmı vardır.Hastanede köle gibi çevresinde ise ordinaryus profesör gibi takılan şahsiyettir.

Asistanlar hastanede uzmanlık eğitimi alan, intörnlüklerinin üzerinden kısa bir süre geçmiş kişilerdir.
Aslında bana göre asistanlar hastanelerin esas sömürülenleridir.
Unvanlarında araştırma görevlisi yazar, işin bilimsel yönünü bir alanda daha derinlemesine öğrenmek için oradadır ama “Hastane AŞ.”nin para kazanması gerekmektedir. Poliklinikte günde 80 hasta bakarlar, serviste onlarca hastadan birincil olarak sorumludurlar. Yapılması gereken tonla işi mesai sınırlaması olmadan yapıp bir de hocaların kaprislerini çekip rutin olarak azar işiten kişilerdir.
Biraz dokunsanız sizi ağlatacak kadar dert yanabilirler ama angaryadan şikayet ettikten sonra girişte saydığım onca işini yapmasını intörne söyleyen, üstüne onları gereksiz yere gecenin bir yarısı uyandırmaktan çekinmeyen, kendisi ayak işi yapmaktan şikayet ederken intörne kantinden simit aldırabilen, sırf kendisi çıkamıyor diye işi biten intörnün akşam 5′te çıkmasına izin vermeyebilen, hocanın araştırması için bilgisayara veri girişi yaparken küfreden ama yatan hastalara çıkış özet raporu yazmayı (%100 asistan görevi olmasına rağmen) intörne mütemadiyen yaptırabilen şahıslardır.
Önceden tanıdığım bir insanın asistan olduktan sonra intörnlere çok kötü davrandığını duyduğumda şaşırmıştım ve sonradan “Benim intörnlüğüm çok zor geçti onlar da çekecekler” dediğini ikinci ağızdan duyduktan sonra şok olmuştum.

Kimse yanlış anlamasın lütfen,
Anlatmak istediğim, insanların ne kadar kolayca zalim olabildiği, bir başkasını sindirilip otoriteye başkaldıramaz hale getirebildiğini göstermekti amacım.
Bunun sorumlusu ise ”sistemden” başkası değildir. Sistem değişmediği sürece, bu böyle gelmiş böyle gidecektir..

intörnlük ve asistanlık

Yorum bırakın