GİTTİK GİDİYORUZ!

doctor_390_2801

Yaklaşık bir hafta sonra mezuniyet törenime katılacağım.

Çocukluk hayalim, Tıp okuma sebebim Kalp Damar Cerrahı olabilmek için bir adım daha atmış olacağım.

Günaşırı nöbetinden tutun saatlerce ayakta kalacak olmasına, geceleri her an aranmasından tutun özel hayat yaşayamayacak olmasına kadar kimsenin tercih etmek istemediği bir branşı istek ve arzuyla tercih edeceğim.

Kimin için yapacağım bunu, kendim için değil sadece. Allah sizden razı olsun diyen teyzeler amcalar, iyileşmenin verdiği huzurla gülümseyen çocuklar için.

    *    *    *

Ama gelin görün ki söylemeyi bırakın düşündüğümde bile kendimden utandığım bir fikir var kafamda bir süredir.

Cerrah olmak istediğimden dolayı kendi hedeflerim ve isteklerim dışında hastalar ve yakınlarıyla daha az muhatap olma ihtimalim olduğu için de seviniyorum. Daha doğrusu seviniyordum, birkaç gün öncesine kadar…

Cerrah olmanın da bu ülkede hasta veya hasta yakını hatta hastane çalışanlarının sorumsuz, bencil ve limitsiz davranışlarını engelleyemeyeceğini gördüm.

Mezun olmaya yakın olduğum şu zamanlarda artık “Neden Doktor oluyorum ki ?!” diyorum. Ama bunu dediğimde –şartlar her ne kadar sonuna kadar haklı olduğumu gösterse de- yine kendime kızıyorum bana bunu dedirtenlere değil.

       *    *    *

Bir amaç ve hedef uğruna dünya üzerindeki en güzel mesleği belki de hayatımdaki ender şeyler dışındaki her şeyden daha çok severek yapmak istiyorum ve yapmak için uğraşıyorum.

Evet insanın bir yanı “güvenliğimin olmadığı bir mesleği neden yapayım?” demiyor değil. Ama diğer yanı, en azından benim diğer yanım kendini doktor olmadığı zaman anlamsız hissediyor.

Buna isteyen ego der isteyen samimiyet. Ben bütünlük diyorum. Doktor olduğumu düşündüğüm zaman kendimi tam anlamıyla tamamlanmış hissediyorum ve bunu değiştirebilecek bir şey olduğunu da zannetmiyorum.

Acımasızca cinayetler, cahilce konuşmalar, barbarca tartaklamalar devam eder mi, bu gidişle edecek gibi duruyor. Ama ben idealist bir doktor adayıyım, ben bu yaşa kadar sadece kendim değil ailemle okudum. Başta ailem sonra insanlar için okudum. Bu davranışlarınız beni öldürene kadar benim mesleğimi yapmama engel olmayacak.

          *    *    *

Ama bir gün gelecek, ben ve benim gibi mesleğinden vazgeçemeyen doktorlar ve doktor adayları sizlerden vazgeçecek… Her Türk vatandaşı gibi ülkesine hizmet etmek isteyen insanları, zorla başka koşullara yönlendireceksiniz.

Sonra başa getirdiğiniz insanlar size bir yerlerden doktorlar getirecek…

“Böğrüm ağrıyor” diyeceksiniz anlamayacak, anlatamayacaksınız…

Koridorda “Hocam biyokimya laboratuvarı nerde?” diyeceksiniz, yüzünüze bile bakmayacak…

Duş alma alışkanlığı olmayanlarınız muayene olmaya gidecek, yurdum insanı demeyecek size, “Bakmıyorum!” diyecek, sesinizi çıkaramayacaksınız…

      *    *    *

Siz gücenmeyin diye yüzüne maske takmayan doktorları,

Hiçbir zorunluluğu olmamasına rağmen koridorda mini muayenelerinizden tutun adres tarifi sorularınıza kadar hepsini cevaplayan doktorları,

“Hocam sonuçlarımız çıktı mı?” diye belki bin kere sorduğunuz her soruda sizin sonuçlarınızı tekrar kontrol eden doktorları,

Sizin içinizden yetişen, oğullarınız kızlarınızla birlikte büyümüş doktorları

YA ÖLDÜRÜYORSUNUZ, YA TARTAKLIYORSUNUZ.

Zaman gelecek bu doktorları bulamadığınızda, elinizden hiçbir şey gelmeyecek.

Artık yapmayın! Yöneticisinden Bakan’ına kadar, hasta yakınından hastane personeline kadar, doktorlar insanların kendine düşman etmek isteyeceği en son insanlar olmalı. Yeni yetişen gençlerin heveslerini, mesleğini yapan doktorların isteklerini yok etmeyin.

Aramızdaki sevgi ve saygı köprüsünü yıkmayın. İşimizi bizden, bizi de ailemizden ayırmayın…

Yorum bırakın