Kadavra olmaya karar verdim!

Bursa’nın kendine has özellikleri var.

Bu kentte körü körüne bir kavgaya tanık olamazsınız, siyasette belaltı vuruş yoktur, medyası seviyeli, halkı naiftir.

Böylesine kadim bir kentin halkı da yardımsever ve hayırseverdir.

Eğitim sevdalısı hayırseverleri Türkiye şampiyonudur, sağlıktaysa, bir çok hastanenin tabelasında, çok sayıda ameliyathanenin girişinde, sayısız özel odanın duvarında hayırseverlerin ismi yazılıdır.

Dönemin Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, sadece birkaç günde 100 milyona yakın kaynağı hayırseverlerden toplamıştı bu kentte.

Böylesine güzel bir kentten, güzel haberler gelmeye devam ediyor.

Bursa bölgesi, 2016 yılının ilk 6 ayında organ bağışında yine birinci oldu!

Üstelik, her geçen yıl bağış sayısı artarak, her geçen yıl Avrupa ülkelerine yaklaşarak, hatta bazılarını geçerek…

Bu konuyu çok önemsiyoruz.

Önemsiyoruz çünkü bir organ, bir hayat kurtarabiliyor.

Yani hayat, memat meselesi…

Ancak maalesef, organ bağışındaki duyarlılığımız, kadavra kadar değil.

Nitekim Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi, kadavra bulma noktasında sorun yaşıyormuş.

Galiba, dini açıdan ön yargılarımız var.

Organ bağışında da aynı engel olmasına rağmen, 2013 yılında Diyanet İşleri Başkanlığı bir fetva yayınlamış ve ön yargı duvarını yıkmıştı.

Sonrasındaysa, organ bağışı sayısı hızla artmıştı.

Aynı Diyanet, kadavra bağışı konusunda da fetva çıkarabilir…

Çünkü organ bağışı kadar kadavra da önemli.

Tıp Fakültesi öğrencilerinin eğitimi için kadavralara ihtiyaç var.

Kuşkusuz, öldükten sonra cesedinizin kesilip, biçilmesi fikri ürpertici…

Ancak, bedenimiz birkaç ay sonra toprağın altında zaten çürüyüp gidecek.

Ayrıca öbür dünyaya, vücudumuz değil, ruhumuz göç etmeyecek mi?

Can bedenden çıktıktan sonra, vücut delik deşik olsa ne yazar.

Dün İl Sağlık Müdürlüğünün konuyla ilgili basın toplantısından sonra ben de tüm organlarımı bağışlamaya karar verdim.

Yani kadavra olacağım.

Örnek olsun diye de bu köşeden ilan ediyorum..

Bilime ve insanlığa katkı olsun diye haydi herkes organ bağışına…

Mustafa Özdal

Yorum bırakın