Tıp öğrencisi yazdı: “Kendimizi şanslı olarak nitelendiriyorum”

DoktorlarSitesi.NET İstanbul Tıp Fakültesi temsilcisi İlkin Acar ilk yazısını yazı…

Yüzyılların ağırlığını taşıyan bilim, sağlık…

Konu edilip hakkında yazılan binlerce makale, araştırılıp sunulan demetleriyle bir bilim…

Kendimizi şanslı olarak nitelendiriyorum çünkü bu zenginliğin kıyısından köşesinden de olsa içindeyiz. Çalışanı olarak, okuyanı olarak, gönül vereni olarak. Büyük bir topluluk, hevesli bir aile. Öyle bir heves ki, önceliğimizi değiştiren, uykusuz bırakan, kendini hayat şekli haline getiren bir heves. Eskiden de şimdi de ve gelecekte de, maalesef, bazı olumsuzluklara maruz kaldığımız, kalacağımız acı gerçekler var. Her geçen gün yüzleştiğimiz, kabullenmek istemediğimiz, öfkelendiğimiz gerçekler.

Çok basit bir soru sordum kendime. ‘Neden haksızlığa uğruyoruz?’ Bulamıyorum cevabını. Gönülden bağlanmamız mı yetmiyor, verdiğimiz emekler mi yetmiyor, verdiğimiz saatlerimiz mi yetmiyor? Yok aslında yetecek düzeyde olduğunu kabul ediyorum. Ancak yaşadığımız çevre, bilimimize önyargılı oldukça basite indirgeyecek olursak. Büyük bir önyargı, öyle bir seviyede ki televizyon dizilerimize yansıyor, kitaplarımıza yansıyor, hatta çocuk dergilerine kadar yansıyor. Ne acı değil mi? Öfkemden önce hayal kırıklığım yer alıyor, ondan önce de üzgünlüğüm. Halbuki hepimizin başlangıç noktası aynıydı. Dünyada minik bile olsa iz bırakayım, birilerine faydam dokunsun. Geldiğimiz nokta ne peki? Kısmen kendimizi ifade edebildiğimiz sosyal mecra, çevremizdeki sitemlerimiz, çözüm önerilerimiz ve evet hayal kırıklığı. Yaşadığımız, duyduğumuz ve okuduğumuz haberlerin her geçen gün artışı ürkütüyor mu evet ürkütüyor. Benim geleceğime olan endişem artıyor.

Halbuki Hipokrat yemininde, en başında biz kabul ettik veya edeceğiz. ‘…insan hayatına kesinlikle saygı göstereceğime, baskı altında kalsam bile tıp bilgilerimi insanlık değer ve yasalarına karşı kullanmayacağıma…’

Evet, baskı altında hissedilse bile bir önlem alınmadığı halde bütün sağlık çalışanları işlerine gidiyor, işlerini yapıyor. Zorlanıyoruz. Ruhen, kalben, kötü olaylar başına gelenler için bedenen. Bu topluluk her şeye rağmen vazgeçmiyor. Umutsuzluğa düşse bile bir arada durabiliyor, birbirine destek olabiliyor. Birbirimizi tanımamız veya tanımamamız önemli değil. En ufak olumsuzlukta elini tutabilecek bir topluluğa sahibiz.

Ben inanıyorum ki biraz daha birbirimize destek olarak, biraz daha inançlı olarak bugünleri de aşabiliriz. Belki biraz daha sesimizi duyurarak çözüm bulabiliriz. Çözümsüz her günün kötü bir gün olduğunu görüyoruz.

Her şeye rağmen neden sağlık bilimleri mi?

Kendimce açıklayayım. Bize hep sorarlar, ‘İki hasta geldi, birisi A kişisi, birisi B kişisi. İyi ve kötü diye nitelendirelim. Önceliğini hangisine verirsin, iyi olana mı kötü olana mı ? ’ Cevabınızı duyar gibiyim. ‘Kimin müdahaleye daha çok ihtiyacı varsa ona önceliğimi veririm.’ Öyle bir gün gelir ki, haksızlığa uğrayan, zarar gören çalışanlarımız, kendisine zarar veren kişiye yardım eder. Biliyorum başta hayır diyorsunuz ama bizim de doğrumuz bu. Duygular bir kenara konulur ve ne yapılması gerekiyorsa o yapılır. Ve bundan rahatsız olacaklarını düşünmüyorum. İşte bu yüzden bir tıp öğrencisi olarak, sağlık topluluğunun kıyısından köşesinden parçası olabildiğim için gurur duyuyorum. İşte topluluğumuzun cevabı budur. Şuan bunu okuyan sizler, umutsuzluğa düşecek olursanız bugünleri de aşıp, çevremize ışık olacağımızı unutmayın.

Bir gün olacağız, tam anlamıyla…

İlkin Acar – DoktorlarSitesi.NET İstanbul Tıp Fakültesi Temsilcisi

https://www.instagram.com/ilkinacar/

Yorum bırakın